Emin YazıcıGündemManşet

MAZLUMUN GÜLÜŞÜ ZALİMİN BOMBASINDAN GÜÇLÜDÜR

Çocukların katledildiği, masum insanların canice öldürüldüğü bir dünyanın tam da ortasında yaşıyoruz işte. Biz yaşıyoruz, Filistin’deki insanlar da yaşamaya çalışıyor.

Güçlü durmaya çalışıyor kolu kopmuş bir baba, yaralanan çocuğunun yanında, ona yansıtmamaya çalışıyor acısını. Başarıyor da.

Her gün tepelerinden yağan onlarca, yüzlerce bombaya rağmen, çocuklar güçlü durmaya çalışıyor, Gazze sokaklarında ve her şeye rağmen gülmeye devam ediyorlar.

Bombaların, kurşunların hiç eksilmediği Gazze sokaklarında,  korkup da saklanan bir tane insan göremezsiniz,  hepsi de başları dimdik yürüyor ve tüm dünyaya verdikleri mesaj balçıkla sıvanamayan güneş gibi aşikâr, net: “Bizler, bombaların altında can verirken bu zulme sessiz kalan siz insanlar, her gün ölüyorsunuz  ve her gün insanlık ölüyor” diyorlar. Doğru söze ne hacet.

Her geçen gün insanlığımızdan bir parça eksiliyor, yitiriyoruz insanlığımızı. Kimi insanlar bu vahşete sessiz kalmayı tercih ediyor çünkü kendilerine göre haklı sebepleri var:

  1. İlk bombayı Hamas attı, o yüzden bu savaşı başlatan onlar, biz bir şey yapamayız, şimdi cezasını çekiyorlar.
  2. Filistinli Araplar bizi arkamızdan vurdu. Onlar Azerbaycan’ı desteklemedi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımıyorlar vb.
  3. İsrail zaten oradaydı, Araplar daha sonra geldiler oraya.

Bu ve buna benzer birçok  cümle sarf edenler var. Tabii ki olacak, bu türden söylemler, herkesin aynı düşüncede olması elbette beklenemez.

Uzun lafın kısası; giden, insanlığımızdan gidiyor.

Komşumuz Gazze’de her gün masum, günahsız bebekler katlediliyor ve bu durumdan bile siyasi rant elde etmeye çalışanlar var. Bu durumdan faydalanıp bölünenler var.

Çocuklar tüm dünyaya emanet edilmiş masumiyet abideleridir. İnsanlık, tüm dünyanın ortak sermayesidir ve bu sermaye, her geçen gün biraz daha tükeniyor. Vahşetin bilançosu   günden güne  ağırlaşıyor.

Katliamın tüm ağırlığına rağmen, harabeye dönmüş Gazze sokaklarında oyun oynayan çocukların, bir gazetecinin, ne oynuyorsunuz, sorusuna verdikleri cevap yaşlarının çok çok üstünde bir travmanın, yıkımın apaçık nişanesi aslında: “Şehitçilik oynuyoruz. Bu benim kız kardeşim, onu taşıyoruz.

— Ne diyorsunuz peki?

— Şehit Allah’ın sevgilisidir.” diyor ve gülümseyerek uzaklaşıyor oradan.

Şimdi yıkabilirsen bombalarınla, yık Gazze’yi lakin ne mümkün zulm ile yıkmak, sabrın ve imanın başkentini!

Ey zulüm, şimdi yık yıkabilirsen bombalarınla çocukların yüzündeki gülümsemeyi. Ölüm kusan bombalara, tebessümle selam durmada Gazze’nin minik yürekleri, kavganın yiğitleri.

Minik bir tebessümün atom bombasına eşdeğer olduğunu, bir daha gör ey zalim!

Siz hep gülün çocuklar, sizin gülüşünüz zalime kahır olur, siz gülün ki insanlık  namına solan umutlarımız tekrar yeşersin.

Bir çocuğu vuruyorlar kimsesizler ülkesinde

Bir çocuğu vuruyorlar yasal bir mermiyle

Bir çocuğu vuruyorlar sessizlikler ülkesinde

Bir çocuğu vuruyorlar herkes sus pus

Azad Penaber

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu